Sosyal Medya

Makale

Arakanlılar ‘parya’ olmayı reddediyor

Myanmar’daki faÅŸist rejiminin zulmüne isyan eden Arakan’lı müslümanlar kasabın bıçağına boynunu teslim eden koyun gibi davranmayacaklarını ilân ediyor. Canlarını, ırzlarını, haysiyetlerini korumak için direniÅŸe geçen Arakan’lı gençler Myanmar rejimi tarafından ‘terörist’ ilan ediliyor. Yüzyıllardır yaÅŸadıkları topraklardan çıkarılan, tecavüze uÄŸrayan ve katledilen Arakanlılara yönelik baskılar son birkaç yılda tahammül edilemez sınırlara ulaÅŸtı. 60 yıldan bu yana Arakanlıların maruz kalmadıkları zulüm kalmadı. Sözde ‘Uluslararası Hukuk’ ve ‘Uluslararası Camia ise bu faÅŸist rejime söz geçiremiyor. 

“Burma”, “Birmanya” veya ÅŸimdi “Myanmar” olarak anılan ülke, tıpkı Hindistan, Pakistan, BengladeÅŸ ve Afganistan gibi Ä°ngiliz sömürge sisteminin arkasında bıraktığı zehirli mirasın ölümcül sonuçlarını yaşıyor. Myanmar’a uzun süredir hakim olan askeri rejim, ülkenin “Kachin” ve “Shan” gibi bölgelerinde yaÅŸayan diÄŸer etnik gruplarla da ihtilaflı. Ancak bu bölgelerdeki silahlı muhalefet taleplerini Myanmar rejimine büyük ölçüde kabul ettirebildi.

Dünyanın en garip, en mazlum, en sahipsiz azınlığı Arakanlı (Rohingyalı) müslümanlar. FaÅŸist rejim, Arakanlıları tarihin bir döneminde ülkeye sızmış ‘yabancı topluluk’ olarak tanımlıyor. Bu etiketleme zavallı Arakanlıları hem rejimin ve hem  faÅŸist Budist çetelerinin hedefi haline getirdi. En temel vatandaÅŸlık haklarından bile yoksun bırakılan Arakanlılar için Myanmar’da yaÅŸamak cehennemde yaÅŸamaktan farksız. 1980’lerden itibaren yüzbinlerce Arakanlı müslüman Pakistan, BangladeÅŸ, Malezya ve diÄŸer ülkelerde muhacir olarak yaşıyor.

Myanmar rejimi Rohingya’yı müslüman sakinlerinden arındırmaya çalışıyor. Batı tarafından desteklenen ve bu arada kendisine “Nobel Barış Ödülü” bile takdim edilen sivil muhalefet liderlerinden Aung San Suu Kyi’nin partisi iktidara geldi. Ancak Arakanlılar için hiçbir ÅŸey deÄŸiÅŸmedi. Yeni Hükümet de inkar, yalan ve zulüm politikalarına sarılıyor. Myanmar’ın fiili lideri Suu Kyi bir milyondan fazla Arakanlı müslümana yönelik soykırıma duyarsız kalıyor.

Myanmar Hükümeti “BirleÅŸmiÅŸ Milletler” raporlarında yer alan vaka tespitlerini ‘yalan haber’ ve ‘propaganda’ diyerek reddediyor. Rejim kendi yaptığı veya Budist çetelere yaptırdığı katliamlarla ilgili olarak sadece kendisinin yürüttüğü soruÅŸturmaları yeterli buluyor. Yetkisini ‘Uluslararası Hukuk’tan alan kuruluÅŸlara bu yönde araÅŸtırma ve soruÅŸturma yapma izni vermiyor, Arakan’a insani yardım götürmek isteyen kuruluÅŸlara ise engel oluyor. 

Uluslararası Hukuk’un Myanmar rejimini etnik soykırım politikasından caydıramaması Arakanlılar arasında büyük bir hayal kırıklığı, umutsuzluk ve bunlara baÄŸlı olarak öfke birikimine yol açtı. Öz yurtlarında parya muamelesi gören Arakanlı gençler dünyaya seslerini duyurmak ve Myanmar rejimini zulümden caydırmak için silahlı direniÅŸe yönelmekten baÅŸka bir yol bulamıyor. Artık öldürülürken elleri kolları baÄŸlı durmak istemiyorlar. Talepleri çok açık: rejimin zulme son vermesi, vatandaÅŸlık ve temel sivil hakları temin etmesi. Myanmar rejimi ise insanca yaÅŸamak için mücadele eden direnişçileri ‘terörist’ göstermeye çalışıyor. 

“BirleÅŸmiÅŸ Milletler” baÅŸta olmak üzere ‘Uluslararası Camia’yı eleÅŸtiriyor, tepki gösteriyoruz. Haklıyız tabii ama 57 devletin üye olduÄŸu “Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı” bu soykırımı önlemek için ne yapıyor? Sadece birkaç gün içinde binlerce Arakanlının hayatını kaybettiÄŸi söyleniyor. Ä°Ä°T,  ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak nasıl bir yol izleyecek? Rutin kınama bildirileri yayımlamak soykırımı durdurmaya yetmiyor. Acilen, etkin ve caydırıcı bir müdahale ÅŸart.

Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.